Pazarlamacılar Giremez - Briefle Beni Şekerim 3. Bölüm


İstanbul'a tatil sonrası dönüş sancıları eşliğinde "Pazarlamacılar Giremez" tabelalarının neden hâlâ apartmanlarda asılı olduğunu sorguluyoruz. Tarkovski ile kız tavlanan 80 ve 90’lı yılları metodolojisi üzerinden pazarlama ve satışın korelasyon çıktısı ile nedir, ne değildir, sorusunun cevabını arıyoruz.

Bölüm Menüsü:

  • Tatil sonrası depresyon: Betonla yeniden buluşma

  • Pazarlamacılar giremez mi? Tabelaların gizli mesajı kime?

  • Satışçılar ≠ Pazarlamacılar: Halkın ve kurumsal karar alıcıların kafa karışıklığı

  • Dijital ajans furyası: Performansla gelen 'para' helal mi?

  • Tarkovski ile kız tavlamak: Pazarlama sanatının 80 ve 90 pratikleri

  • NPS skoru suflecisi arkadaşlar: Sevgili müşteridir ve edinmek emek ister

  • Görünüyorum, öyleyse varım: Düşünmenize gerek yok.

Transkriptimizden bazı kısımları aktarıyoruz:

Ceyhun:

Evet, şu an üç tane tatilden dönmüş İstanbul'da olarak ortak bir acıyı padeşliyoruz. Bir paydaşlarımız var, bu da gerçekten çok hoş, paydaşlıkta buluşmak. Burak Hoca'm, konuyu siz göndermiştiniz, pazarlamacılar giremez. Her apartmanda gördüğümüz bir slogan, neden bu konuyu seçtiniz?

Burak:

Ya aslında öyle şey bir sebebi yoktu, teknik bir sebebi yoktu. Aslında bir sebebi de yoktu. Benim orada dikkatimi çeken şey, hani pazarlamacılar giremezdeki giremezden daha çok pazarlamacı tarafıydı. Yani pazarlamacıları satışçı gibi görmeleri halkın. Beni oldukça rencide etti halbuki, pazarlamacı satışçı değildir.

Ceyhun:

Ben bir ayrımın olması gerektiğini inanıyorum. Bence hala apartmanların önüne asılan pazarlamacılar giremez mantığında piyasada ayrıştırılması gereken cilerin olduğunu savunuyorum. O yüzden bu bugünümüze, günümüze uyar. İşte anketör geliyor bilmem ne giriyor hani o yüzden pazarlamacılar giremez diye ben gördüm bizim mahallede var. Esra hocam ne dersin?

Esra:

O zaman şöyle diyeyim, günümüzün yani şöyle ki bu durumun gerçekten iletişime ve pazarlamaya uyarlanmış halinde günümüzün girmemesi gereken başlığı sosyal medya ajansları, şey yazsınlar kapıya sosyal medya ajansı giremez. Dijital performans ajansı giremez falan yazsınlar kapıya. Ya da sosyal medya ajansı giremez. Ya çünkü… Günümüzde kısa yoldan nasıl para kazanırımın tanımı haline geldiler.

Eskiden çiftlik bank diye bir şey vardı, çiftlik bank değildi yani neydi? Saadet zinciri pardon. Saadet zinciri diye bir olay vardı, insanları işte seni zengin edeceğiz, seni bilmem ne edeceğiz falan da. Şimdi günümüzün sosyal medya uzmanlarının ya da işte kendini instagram'da reklam vererek kendini sosyal medyada key pointleri size söyleyeceğiz. 5 dakika da meşhur olacaksınız falan diyen insanlarla aynı buluyorum bu tencere tava satanları. Hatta tencere tava satan kardeşlerimiz daha onurlu olabilirler bence.

Burak:

Onun onurla bilgisi yok da tarz meselesi aslında orada şu kelime cümle şunu söylüyor. Hani satış yapıyorsan gel girme kardeşim diyor.

Ya işte satışı yerine sen sosyal medyacı, işte kolpa acağız, çağırt, çurt, istediğini koy.

Esra:

Evet, yani şöyle ki insanları bir şeye ikna etmeye, olmayacak bağıtları sunarak üzerinden para kazanmayan, dejenere etmeye, manipüle etmeye, yıllı oldu iletişimin birkaç dalı son yıllarda, hani herkes değil tabi profesyonelleri de var bu konuların ama ama en ayaklara düşen mevzu bu.

O yüzden pazarlımacılar giremez derken başlıklar sosyal medyacılar giremez falan diye uyarlanırsa bence olur yani. Herkese değil tabi profesyonelleri daha kısa yoldan para kazanmaya odaklayan manipületif taraf benim.

Burak:

Yani bir şey ittirip kalktırmaya çalışanlar giremez gibi olduğu zaman.

Ceyhun:

Aynen öyle. Fakat oysa ki hepimiz hayatımızın her anında özellikle benim özel branşım olduğu için hani o konudan örnek vermek istiyorum. Tabii ki bu artık bir pazarlama kategorisine girmiş bir podcast olduğu için bir şey yapacağım. Daha dikkatli konuşacağım. Oysa ki hayatımızda bir sürü bize aslında bir şey yapıyoruz. Pazarlama ile ilgili bir çabamız da oluyor, bir eforumuz da oluyor. Sebebi de şu, bir büyüğümüz bize pazarlama ile satışlar arasındaki farkı şöyle bir özetlemişti.

Hatırladığım için size danışmak istiyorum. Herhangi bir ürün ya da hizmeti, hizmete bir talep yaratmak, bu taleple ilgili algıyı oluşturmak, işte bir istek oluşturmak için kalifiye pazarlamadır demişti ki o dönemde dergiciydim. Dolayısıyla dergiler aslında o dönemde işte internet yok, instagram yok, hiçbir şey yok. Bir talep oluşturmaya çalışıyorlardı bir halka. Bu taleple ilgili yani bu talepi oluşturduğumuzda da satıcılar devreye giriyordu. Bunlar başka insanlar, yani satıcılar başka tür insanlar, başka maaşlar alıyorlar, böyle başka kafaları var. O başkaları da bir oluşmuş talepe de satışı yapıyorlar diye, yani iki farklı efordu. İşte ben de bizim dinleyicilerimiz benim analojilerimi sanki seviyorlar gibi geldiği için şöyle bir örnek vereyim.

İşte 80 'lerde, 90 'ların böyle başlarındaki, ev partileri çok fazlaydı. Ev partilerinde de biz ne yapıyorduk, işte pazarlamaçıları yaptığı işi yapıyorduk. İşte hoşlandığımız birinin gelip gelmeyeceğini soruyorduk, o kişi geliyorsa onunla ilgili son güncel medeni durumunu öğreniyorduk. Medeni durumunu öğrendikten sonra işte nelerden hoşlanıyor, yeni ne türlü müzik dinliyor, nerelere gidiyor, hangi filmi seviyor, hangi kitabı okuyor falan gibi. Ondan sonra bir ev ödevi yapıyorduk. Noksanımız varsa o filmleri izlemeye çalışıyorduk, o kitaplara okumaya çalışıyorduk.

Ondan sonra da ev partisine gittiğimizde bu bazen bir şey de olabiliyordu. Ondan sonra işte şey yapıyorduk, kendimizi pazarlıyorduk. Yani işte aslanım, kaplanım, işte tarkovski seyrediyorum, vesaire işte şunu okuyorum, buna okuyorum. İşte bir de tabii ki a evet haklısın, sana katılıyorum cümlesinyl ilgili çok böyle gerçekçi söyleyebilmek için oldukça fazla egzersiz yapmamız gerekiyordu. Ve finalde bir kendimize ilgili bir konumlandırma yapıyorduk, ya diyorduk işte tamam herhalde benden hoşlanacak falan diyorduk.

Esra:

Şimdi hocam bakın sizin bile bir prosedürünüz var yani … Tarkovsky'den bahsediyorduk, sonra şöyle bu evde provasını yapıyorduk, bir hazırlık, bir emek, bir çaba, bir öncesinde, bir intro, hani sonra giriş, gelişme sonuç yani bir roadmap var, bir çizdiğiniz bir yoll haritası var…

Daha fazlası için: https://open.spotify.com/episode/1rOBslZmt2MzK0oll0jgAp?si=jvS6_gsjSk20um-usPFjGQ

Önceki
Önceki

Pazarlama Planına Uygun Pazarlama Bütçesi Nasıl Hazırlanmalı? 

Sonraki
Sonraki

Büyümek İsteyen ve Markalaşmak İsteyen Firmalar Reklam Ajansı Seçerken Nelere Dikkat Etmeli?