The TECH Summit’e “Fraksiyonel” Bir Bakış
Pazarlama ve iş dünyasının etkinlik sezonundayız… Her yıl onlarca etkinlik insanlarla dolup taşıyor. Bir süredir birçok etkinlik “yapay zekâ” ile de dolup taşıyor.
Neredeyse tamamı sponsorluk modelleriyle desteklenen organizasyonlar bunlar. Ancak bir Fraksiyonel CMO (fCMO) olarak, dahil olduğum her projede olduğu gibi katıldığım etkinliklerde de öncelikle şuna odaklanıyorum: Etki ve Gelişim.
Bu yazıyı da eleştirmek için değil; sektörümüz için çok değerli bulduğum bu buluşmayı seneye daha da yukarıya taşıyacak "geliştirici" noktaları vurgulamak adına kaleme alıyorum.
Geçtiğimiz hafta katıldığımız Deloitte ve Marketing Türkiye iş birliğiyle gerçekleştirilen The TECH Summit, hem sektörün geldiği noktayı görmek hem de etkinlik dünyasının "kullanıcı deneyimi" açıklarını analiz etmek için bir fırsat sundu. Hem güncel tartışmaları tarttık hem de birçok yeni insanla tanıştık.
Temaları, tartışmaları ve güncel konuları benden çok daha iyi yazacaklardır ancak şunu söyleyebilirim; 2500-3000 kişinin ziyaret ettiği bu etkinlikte yüzlerce marka temsilcisi de vardı. En önemli konu tabii ki YZ ve ona karşı bizim duruşumuz, yaklaşımımız, beklentilerimiz, potansiyeli, kazanacağımız verim ve optimizasyondu…
Tech Summit notlarım ve etkinliklerin geleceğine dair düşüncelerim:
Networking Değil, "Netweaving" Zamanı
Etkinliklerin temel vaadi bellidir: İlham vermek, zihniyeti geliştirmek ve insanları buluşturmak. Ancak "yeni insanlarla tanışma" ritüeli artık geleneksel yöntemlerle eskisi kadar çalışmıyor.
Tech Summit’te ve genel olarak dünyadaki çoğu etkinlikte gördüğüm en büyük ihtiyaç, networking’in daha tasarımlı ve yapısal hale gelmesi gerektiği. Hem eğlenceli hem de daha çıktı odaklı olması önemli. Bunun için de kartvizit alışverişinin ötesine geçip, Tech Summit’in verme ruhuna uygun olarak bir "Netweaving" (ağ örme) mantığıyla, karşılıklı fayda ve derinlik içeren bağlar kuracak bir yaklaşım harika olurdu. Bu da aslında fasilitasyon yaklaşımıyla mümkün. Etkinliklerde bunun için özel mekanizmalar kurulabilir.
Tech Summit’in Farkı: Verme ve Paylaşma Odaklı Bir Liderlik
Etkinliğin en parlak tarafı, organizasyonun arkasındaki vizyon ve duyguydu.
Şunun altını çizmek gerekir: Ülkenin en pahalı, en prestijli lokasyonlarından birinde (Zorlu PSM), binlerce kişiye kapılarını bedelsiz açan bir etkinlikten bahsediyoruz. Bu muazzam bir şey. Pazarlamanın erişilebilir kılınması düsturuyla hareket eden Marketing Türkiye ekibi ve Günseli Hanım’a teşekkür ediyorum.
Bu etkinlikte bir ticari format değil, bir "verme ve paylaşma" kültürü hakimdi. Öğrenciler için "Askıda Ne Var" ile çalışılarak hayata geçirilen "Askıda Zirve" projesi de yapılmış. Bu öncelikli ticari olmayan, kapsayıcı tercih; birçok insanın (özellikle gençlerin) böylesi etkinliklerde yeni bir bakış açısı kazanmasına vesile oluyor.
Daha da önemlisi, Günseli Hanım’ın eleştiriye ve geri bildirime açık duruşu, etkinliğin geleceği adına en büyük umut kaynağıydı. Eminim seneye çok daha iyi olacak. Bir organizasyonun mükemmel olmasından ziyade, gelişime açık olması çok daha önemli bence.
Bilgi "Meta" Haline Geldi: “Vay Be” Etkisi Bitti mi?
Gerçekçi olmayı severim; artık hiçbir etkinlikte insanlar "Vay be!" diyerek şaşırmıyor. Çünkü bilgiye erişim artık saniyeler sürüyor. Herkesin elinin altında binlerce kaynak var. Ancak yine de o şaşırmayı arıyoruz hepimiz. Ben yine de kendi adıma bilmediğim şeyler öğrendim. E-ihracat platformunun özellikleri, TikTok’un yaklaşımı ve bazı YZ çözümlerini bilmiyordum.
Tech Summit oturumları teknoloji ve pazarlama (ve tabii ki YZ) eksenindeydi. Aşırı uçta veya boğucu teknik detayda değillerdi. Ancak burada kritik bir tespitim var: Yapay Zekâ (YZ) ne kadar hızlı olsa da, penetrasyonu ve içselleştirilmesi zaman alıyor. Ve bu süreçte "insan faktörü" merkezde dururken yapay zekâ ile birlikte kullanım alanları olgunlaşmaya başlayacak.
Belki de “vay be” demek için daha farklı şeylere ihtiyacımız var. YZ olmadan, hatta mobil telefon olmadan farklı oturum türleri, sınırları biraz zorlayan yaklaşımlar, yeni bakış açıları…
Bir Öneri: Etkinlik Menüleri
Bir molada ayaküstü sohbet ederken şunu söyleyverdim: Bana uygun oturumları önerseydi keşke. Restoran menülerinde nasıl "acı", "alerjen", "vegan" gibi uyarılar varsa, etkinlik programlarında da benzer bir etiketleme olabilir.
Bu oturum teknik bilgi içerir.
Bu oturum başlangıç seviyesindedir.
Bu oturum stratejik vizyon ve ilham odaklıdır.
Bu oturum tamamen uçuk fikirlerin oturumudur!
Böylece katılımcı, kendi kriterlerine göre kişiselleştirilmiş bir seçki yapabilir. Ama daha da iyisi, kürasyonu etkinlik organizasyonu yapsa, mesela Burak, senin için şu şu oturumlar ilginç olabilir dese… Çok hoşuma giderdi.
Bu arada The TECH Summit, bienale dönüşecekmiş (her iki yılda bir düzenlenecek bir etkinlik türü). Ve kaçırdım diye üzülmeyin, bütün içerikler Youtube’da var. Buradan izleyebilirsiniz.
Bazı Artılar ve Eksiler
Fraksiyonel liderlik, bir işletmeye dışarıdan ama "içeriden biri gibi" bakabilme yeteneğidir. Bu gözle etkinliğin operasyonel tarafına baktığımda şunları not ettim:
Mekan ve Akış: Mekanın parçalı yapısı, kalabalığın dağılmasına ve temas olasılığının düşmesine neden oldu diye hissettim. Biz yine birçok insanlar bir araya geldik.
Etkileşim Eksikliği: Oturumlarda soru-cevap bölümünün olmaması bir eksiklikti. Neredeyse her oturumda soru sorma ihtiyacı duydum. Belki önden soru almak veya bazı oturumlarda ilgililere özel bir soru-cevap seansı harika olurdu. Tabii bunu söylemek kolay, hayata geçirmesi çok çok daha zor.
Stant Stratejileri: Yıllardır etkinliklerde stant görmeye alıştığımız için olsa gerek ki, stant faaliyetleri pek ilginç gelmiyor bana. Markalar artık "havuç" mantığından çıkmalı. Sadece promosyon hediye vermek veya teknolojik bir “oyuncak” göstermek yerine, ilgi çekici deneyimler sunulmalı. (Not: İyi kahve ikram edenleri tenzih ediyorum, onların yeri ayrı!)
Oturumlar: Mesela YZ’nin insan merkezini daha çok tartışılmasını isterdim; bir filozof, bir sosyolog, veya bir bilim tarihçisi salonu “sarsabilirdi”… Salt’ın dijital yaklaşımını anlattığı oturumda bizi yavaşlatmasına benzer şekilde birkaç farklı tarzda oturum çok iyi olurdu.
Mobil Uygulama: Uygulama kullanımı başarılıydı. Seneye daha iyi olması için anket üzerinden detaylı geri bildirimlerimi ilettim. Bazı UX/UI kolaylıkları entegre edilmeli. Dijital entegrasyonun varlığı önemliydi.
Oturumlar: Oturumların süreleri sarkmıştı ancak bu genel bir memleket sorunu. Onun dışında oturumların konu ve tema anlamında dağılımları gayet iyiydi. Ayrıca Deloitte danışmanlarının varlığı —sunumların canlı olanlarını kaçırmış olsam da— zirvenin içerik kalitesi ve ağırlığı açısından önemli bir gösterge. Sonuçta 6 ana trendin 60 alt başlıkta ele alındığı bir program.
Fraksiyonel Liderlik ve Sponsorlu İçerik Sorunsalı
Etkinlikteki sponsorlu oturumların en büyük “darboğazı”, içeriğin "sponsorluğa" yaslanmasıydı. Bazıları hiç yaslanmadı, bazıları yaslandı… Bu da bu işin cilvesi. İşte tam burada fraksiyonel liderlik bakış açısının önemi ortaya çıkıyor:
Bir şirket nasıl ki dışarıdan bir fraksiyonel CMO aldığında ondan "reklam yapmasını" değil, "sorun çözmesini ve strateji kurmasını" bekliyorsa öncelikli olarak; etkinliklerdeki sponsorlu oturumlar da aynı şekilde hazırlanmalı. Sadece logoyu göstermek veya ürünü anlatmak için değil, bir soruna gerçek bir çözüm üretmek, bir konu hakkında ufuk açmak için o sahnede olunmalı. Burada sorumluluk markalarda; bunu sadece onların yaklaşımı değiştirebilir.
Sadede Gelelim
The Tech Summit; artısıyla eksisiyle sektöre ayna tutan, bilgi ve gelişimi erişilebilir kılan, geribildirime açık ve potansiyeli yüksek bir buluşmaydı. Bilginin metalaştığı bu dönemde, farkı yaratacak olan şey bilginin kendisi değil; o bilginin nasıl tasarlandığı, nasıl sunulduğu ve bilgi dışında insanların birbirine nasıl "dokunduğu" ve bağ kurduğu olacaktır. Bu noktada The Tech Summit gibi bienallerin, buluşmaların, aynı paylaşma ruhuyla devam etmesi gerekiyor.
Bu yazıyı eleştirmek için değil, bu güzel potansiyeli geliştirmek için yazdım. Bir etkinlikten bir süredir böyle bir duyguyu almamıştım. İki sene sonra daha da iyisini görmek dileğiyle...
Esra Lobut Yedek, Günseli Özen, Burak Yedek
Benim çok hoşuma giden ve etkinliğin bir özeti niteliğinde olan manifesto filmini de şuradan izleyebilirsiniz: https://www.youtube.com/watch?v=vFFcPHt95Ck
Son not: İki yılda bir yapıldığında pazarlama, sanat ve bilimin (tabii ki yapay zekânın da) kesişiminde etkinlik ve deneyimlerin olacağını tahmin ediyorum.